1. DURUŞ TEKNİĞİ
İsabetli bir atışın temel noktası doğru bir duruştur. Nasıl sağlam binalar sağlam temeller üzerine inşa ediliyorsa isabetli bir atışta ancak doğru bir duruşla gerçekleştirilebilir. Doğru bir duruşta vücudun en rahat ve dengeli olduğu durumdur. Denge kemik kas yapısı ve sinirlerle sağlanır. Vücut, birey farkında olmadan (genelde) en rahat hali tespit ettirir ve sinir sistemini buna göre uyarır. Kişi rahatsızlık verecek olan tek ayak üzerindeki duruşu tercih etmez. Çünkü yüklenilen ayak kas sis teminin belli bir noktadan sonra direnci azalır, kas yorulur. Atışın kişiye özel ve değişken bir unsuru olan duruş, atıcı tarafından kendi vücut yapısına en uygun şekilde uygulanmalıdır. Her ne kadar kişiye özel olsa da atıcının, insan vücut yapısından kaynaklanan ve duruşla ilgili olarak uyulması gereken temel kurallar vardır.
İnsanın iskelet sistemini oluşturan kemikler, pek çok birleşme noktasıyla birbirleri ile irtibatlıdır. Bu birleşme noktalan arasında kıkırdaklar mevcuttur. Mevcut kemik yapısı, kas grupları ve kasların uç noktalarına kadar ulaşan sinirler ile desteklenerek insan vücudu tamamlanmıştır. İnsan vücudu, kulak içinde bulunan iç sıvı ve omurilik sıvısı sayesinde dengeli bir şekilde ayakta durabilmektir. İnsan vücut yapısı tamamen stabil (sallantısız) bir duruşa imkan vermemektedir. Ihsan vücudunda, anatomisi nedeniyle atıcılık açısından dezavantaj olan doğal bir salınım mevcuttur, bu salınımın tamamen ortadan kaldırılması mümkün olmamakla birlikte, kas gerginliği ve heyecan gibi salınımı daha çok arttıran dış sebepler, yapılacak çalışmalar la ortadan kaldırılabilir.
Yukarıda belirtilen anatomik yapı sebebiyle, insan vücudu hiçbir zaman tamamen katı bir denge veya sakin bir duruş içinde olamaz. Her zaman belirli bir titreşim ve sallantı halindedir. Tabiatıyla atıcıyı, bu titreşim ve sallantının minimum olduğu durum ilgilendirir. Anatomik yapı hakkında bilgisi olmayan bir atıcı, vücut yapısına ters hareketler yapmakta, bu olumsuz hareketler sonucu ortaya çıkan aşın titreme, sonucunda da isabetsiz atışlar yapmaktadır.
Atıcının, tüm atış tekniklerini uygularken, bu tekniklerle ilgili azami kontrolü sağlayabilmesinde duruş büyük bir önem arz etmektedir. Bu kontrolü sağlayabilecek bir duruşun temelinde, kasların en az gerginlikte olması yatmaktadır. Burada ifade edilmek istenen şey; kasların tamamen boşalması değildir. Vücudun nişan vaziyetini koruyabilmesi için kasların kullanılması ve gerilmesi gereklidir. Ancak bu hiçbir zaman katılık şeklini almamalıdır.
Adalelerin gerginlikten uzak olması, atış performansı için bir anahtardır. Kaslar gergin iken atış yapıldığında silah, kol gerginliğinin sebep Olduğu titreme yönünde hareket edecektir. Kasların gergin olarak tutulması zamanla yorgunluğa dönüşerek sonraki atışlarda titremenin daha da artmasını ve atışların giderek kötüleşmesini beraberinde getirecektir.
Bu sebeple kaslar; sadece vücudu dengede tutarak, nişan hattını oluşturma ve patlama esnasında silahın kontrolünün devamını sağlayacak gerginlikte olmalıdır. Vücudun temel duruşu İnsan vücudunda tüm organlar simetrik bir yapı arz etmektedir. Bu simetri içerisin de omuz, kalça ve ayak eksenlerinin aynı düzlem üzerinde bulunması gerekmektedir. Aksi taktirde vücut ağırlığı dengesiz biçimde ya ayaklara ya da omurlara binecektir. Bunun sonucu da kısa sürede yorulma ve salınım artacaktır. Belirtilen üç eksenin aynı düzlem içerisinde bulunması, vücudun doğal simetrisini, rahatlığını ve dengesini koruması açısından Önemlidir. Atış sırasında bu simetriyi oluşturan organların durumu ve birbirleriyle uyumu sırasıyla parçadan bütüne doğru anlatılacaktır. Atıcı vücudunu ne geriye ne de öne doğru eğmeli, normal vücut duruşunu bozmamalıdır.
Ayakların Durumu Ayaklar yaklaşık bir omuz genişliği kadar açılmalı, vücut ağırlığı her iki ayağa eşit olarak paylaştırılmalı ve vücudun ağırlık merkezi ayak tabanının orta ilerisinde parmaklara yakın olmalıdır. Ayakların fazla açılması, bacak iç adalelerinin gerilmesi sebebiyle çabuk yorulmaya ve vücut salınımı ile kollardaki titremenin artmasına sebep olur. Ayakların birbirine yakın olması ise vücut ağırlığının dengeli bit şekilde dağıtılmamasını doğurur. Bu da vücudun destek sahasını daraltır. Ayaklar simetrik olarak birbirine paralel tutulmalıdır. Aksi taktirde bacak kaslarında doğal olmayan gerginlikler meydana gelecektir.
Dizlerin Durumu Taktik atış pozisyonlarının haricinde dizler kırılmamalı ve doğal gerginliğinde tutulmadır. Dizler kırıldığı taktirde vücudun üst kısmının ağırlığı nedeniyle çabuk yorulma ve vücuda dengeli bir şekilde hakim olamama ile karşılaşılacaktır. Kalçanın Durumu Kalça ayak ekseniyle aynı düzlem üzerinde, hafif öne doğru çıkarılmalıdır. Bu hareket, gövdenin ağırlığının kalçaya yüklenerek dağıtılmasını sağlayacaktır.
Omuzların Durumu Omuzlar, kalça ve ayak ekseniyle aynı düzlem üzerinde olmak üzere hafifçe geriye yatırılır. Omuzlar ne düşürülmeli ne de yukarı çekilmelidir. Doğal pozisyonunda tutulmalıdır. Omuz asları kasılmamalı, doğal rahatlığı içinde bırakılmalıdır.
Kolların Durumu Tabancayı tutan kolun omuz ile birleştiği nokta, dirsek, bilek ve tetik parmağına kadar devam eden düz bir hat oluşturmalıdır. Kol hiçbir şekilde kırılmamalıdır. Bazen atıcının vücudunun yapısı sebebiyle (kol kırılmasının yanlış tedavisi ile meydana gelen yapı bozukluğu gibi) kolun tam düz durmadığı, atıcının da bunu takıntı haline getirdiği görülmektedir. Burada kastedilen düzlük; vücudun imkan verdiği ölçüde sağlanabilen düzlüktür. Silahı tutan kol hedefe yöneltildiğinde, kol kaslarının hiçbir şekilde kasılmaması gerekmektedir.
Yeni atışa başlayanlar titremeyi, kol kaslarını kasmak suretiyle önleyecekleri zannıyla hataya düşmektedirler. Aslında kolda, vücudun doğal salınımı sebebiyle meydana gelen ve çok normal olan titreme, kol kaslarının kasılması ile daha da artıktadır. Vücudun denge merkezi olan kafanın tam bir hassasiyet içerisinde vücut dengesini koruyabilmesi için tabii vaziyette, yani sağa – sola, öne – arkaya eğik olmadan durması gerekmektedir. Kafanın eğik tutulması, beyinde bulunan merkezi sinir sistemine giden tüm sinirlerin içinden geçtiği boyun adalelerinin kasılmasına ve yorulmasına sebep olur. Meydana gelen bu kasılma, merkezi sinir sisteminden tüm vücuda yayılarak vücut salınımını artırır ve atış için gerekli olan stabiliteyi bozar.
A) TEK ELLE ATIŞ POZİSYONU:
Uygun bir duruş sağlanır. Hedefe tam düz yada tam dik durulmaz. Evvela hedefin tam karşısında durulur. Zira silah kaldırıldığında hedefin tam üzerinde durmalıdır ayaklar bir omuz boyu açılır ve ayak tabanlarının birleştiği çizgi üzerinde hedefe göre yaptığı 130 – 150 derece arasında değişebilir bu durum atıcının kilosu boy ve adale yapısı gibi fiziki özelliklerine göre değişiklik arz edebilir. İstikrarlı bir atışın yapılabilmesi için sadece yukarda bahsedilen uygun duruşu sağlamış olmak yeterli değildir .
Tabii ve devamlı bir şekilde nişan almak ikinci mecburiyettir meşhur atıcılardan KOVACIC’e göre ayak tabanlarını birleştiren hattın hedef hattına göre 130-140 derecelik açı yapması en uygun pozisyondur.
Bu pozisyon her atıcının kemik kas sisteminin adale gücünün ve vücut yapısının farklılığına göre değişebilir.
B) ÇİFT ELLE ATIŞ POZİSYONU:
Hedefin tam karşısında durulur doğru olan duruşun bulunabilmesi, zamandan kazanılabilmesi için elimizde silah olmadan birkaç defa çift el birleştirilerek hedef hizasına kaldırılıp indirilir. Durduğumuz yerin doğruluğu ve duruşun doğru olduğundan emin olduğumuzda sağ elimiz sol elin yardımı ile kabzayı kavrar ardından sol el sağ elin üzerinde silahı sarar .Kabza kavramanın ardından birkaç defa kuru tetik çalışması yapılır amacımız silaha , tetiğe alışmaktır. Kabza kavramada olabilecek hataları atış öncesi görerek kuru tetik vasıtasıyla gidermeye çalışmaktır. Silahımızı hedef istikametinde kaldırırız (Atıcının isteğine göre hedef hizasına kadar kaldırılabileceği gibi, hedefin üze rinde bir hizaya kadar kaldırılıp hedef üzerine yavaş yavaş inilebilir) Buraya kadar tek elle atış pozisyonunda bahsedilen omuzların düşük olması gerektiği kal çanın ilerde olduğu başın dik durduğu konuları aynen geçerlidir.
Silah aşağıda iken arpacık gez içerisine yerleştirilir ve bu yerleştirmeden sonra bilekler dirsekler tamamen kilitlenir istenirse arpacık gez içerisinde muhafaza edilirken izlenerek hedef üzerine çıkılabilir istenirse de bakılmadan hızla hedef üzerine çıkılır ve gözler yukarda iken arpacıkla buluşur. Zamandan kazanmak daha az yorulmak için gözler arpacıkla yukarda buluşurlar sağ kol dirsekten sol kola göre da ha fazla kırık vaziyettedir. Zira sağ el silahı kavrayan el olduğundan sol elin silahı kavrayışına göre daha geridedir bu nedenle bir parça sol kol dirsekten, sağ elin dirsekten kırık oluşuna göre daha fazla kırık vaziyettedir. Kolları tamamen gergin tutmak yada çok fazla kırarak vücuda yaklaştırmak hakimiyetimizi aza! tır, titremeyi ve salınımları ise artırır .unutulmamalıdır ki ne kadar rahat v ne kadar gevşek olunursa o kadar iyidir.
Arpacık izleme ve tetiğin düşürülmesi 7 sn ile 13 sn arasında gerçekleştirilmelidir. Daha az zamanda yapılması arpacık izlenmesini ve tetiğin güçleştirir, daha fazla zamanda yapılması ise yorgunluk göz kırpma nefesin yetmemesi ve tetik asılma hatalarına yol açar. Şu husus hiçbir zaman unutulmamalıdır. Ne kadar rahat, ne kadar gevşek olunursa olunsun, bütün nişan vaziyetlerinde vücut normal konumundan uzak vaziyettedir.
Vücudun bu yeni konuma alışabilmesi ve kasların bu elastikiyete ulaşabilmesi için atış pozisyonlarının bol bol ve atış yapmadan tatbik edilmeleri gerekir.
Baş dik pozisyondadır. Gözümüzün yorulmasına neden olacak olan başı sağa, sola, geriye yada öne doğru yatırma engellenir zira bu şekilde birkaç Sağlıklı atış yapılsa da bu istikrarı devam ettirmek mümkün değildir.
Omuzlar yukarı kaldırılmamalı ve aşağıya doğru çekilmeye de çalışılmamalıdır. Yolda yürürken nasıl ki omuzlarımız doğal bir hal alıyor bu hal atış yapılırken de yakalanmalıdır.